9 Mart 2011 Çarşamba

Bangkok’a Doğru İstanbul’dan Hareket Ediyorum !!!



Bangkok’a gidiş yolculuğum biraz olaylı başladı. Bu seferki yolculuğuma çıkarken nedense içimde bir tereddüt vardı. Son anda gezi programımda değişiklik yapmıştım Nasıl mı? Şöyle ki ……

Eylül ayında Hindistan’dayken tanıştığım sevgili Belinda Tibet yeni yılının Dharamshala’da çok iyi geçtiğini ve bu süre zarfında Dalai Lama’nın 15 gün süren eğitimler verdiğinden bahsetmişti. Şubatta Dharamshala’da olmak ve Dalai Lama’yı tekrar görmek bana iyi gelecekti. Ancak son anda bir değişiklik olmuş ve Dalai Lama bu sene Spring Teaching programını iptal etmişti. Bunun üzerine Buddha’nın aydınlandığı yer olan Boodhgaya’ya gitmek üzere seyahat programımı değiştirmiş ve Boddhgaya’daki Root enstitüsünde Dalai Lama’nın tercümanlarından Ven. Ngawang Sonam ‘ın vereceği “Mindfullness” eğitimine katılmaya karar vermiştim. Sonradan Hindistan gezime, yine gitmek istediğim yerler listemde yer alan Thailand, Burma ve Kamboçya gezisini dahil ettim. Yazımın başında bahsetmiş olduğum içimdeki tereddüdün sebebini çözemiyordum. Kendi kendime “Hayırdır, Bir şeyleri öğrenme anı başlıyor herhalde “ diye düşündüm.

13 Şubat Pazar günü sabahı havaalanına beni Sevgili kuzenim Figen götürdü. Tam Merter’e gelmiştik ki birden Sabiha Gökçenden uçağımın kalkacağı aklıma geldi. Kuzenden özür dileyerek Sabiha Gökçen’e dönmesini rica ettim. kuzenim Figen büyük bir sabırla Merter’den geriye dönerek Sabiha Gökçen havaalanına doğru yol aldı. Uçağın kalkmasına 2,30 saat olduğundan rahatlıkla uçağa yetişebilecek durumdaydık. Sabiha Gökçen havaalanına geldiğimizde Kuzen ile birlikte uçak kalkana kadar biraz laflarız diye düşündüğümüz arabayı parka bıraktık. Tam havaalanının kapısına geldik, birden içimden bir ses uçak detaylarına bak dedi. Çünkü Pınar ile konuştuğumuzda buluşma yerimizin Gloria Jeans Cafe olacağından bahsetmişti. Hatırladığım kadarıyla ise Gloria Jeans Sabiha Gökçen havaalanında yoktu. Ve Gloria Jeans cafe AHL’deydi!!! .

Elektronik bilet detaylarına baktığımda bir de ne göreyim,uçuşum gerçekten de AHL’den olacaktı. !!. Büyük bir utançla kuzenime AHL ye gitmek üzere yola çıkmamız gerektiğini söyledim. Kalbim hızla atıyordu. Uçuşa sadece 1,5 saatimiz vardı ve ben Sabiha Gökçende ve şehrin diğer ucunda Kartaldaydım!!! Uçağı artık resmen kaçırabilirdim. Kuzenim Figen’e bu durumu da bildirdiğim an bana büyük bir sakinlikle önemli olmadığını , bütün bunların bir anlamı olduğunu ve yeterince hızlı hareket edersek uçağa yetişebileceğimizi söyledi. Söylediklerine inanmakta güçlük çektiysem de kendimi birden onunla birlikte otoparka son hızla koşarken buldum ama ne yalan söyleyeyim içimden son derece umutsuzdum ve uçağa yetişebileceğimi hiç sanmıyordum!!!

Bir çok kereler seyahate çıkmış olan benim böyle bir hata yapmış olması enteresandı. Her şeyi oluruna bırakma işinin de bir sınırı olmalıydı. Bu olay bana ufakta olsa arada bir kontrolü elden bırakamamanın önemini hatırlatıyordu. Neyse kuzen büyük bir hızla hareket ederek, beni gerçekten AHL’ye zamanında yetiştirdi. Atatürk Havalimanından içeri girer gelmez birden her şey her şey olması gereken seyrine döndü, uçağımız yarım saat rötar yapmış, bütün check-in önündeki kalabalık sonlanmıştı . Sabahtan beri her türlü aksiliği yaşayan ben, hiç olmadığı kadar çabuklukla ilk sıradan girerek hiç beklemeden 5 dk da tüm işlemlerimi tamamlamıştım . O dakikadan itibaren ise içimde ise rahatlık uyandıran bir his yükselmeye başlamıştı. Gloria jeans’e geldiğimizde sevgili dostum Semra ve Pınar ile karşılaştık. Geziye katılanların bir kısmı pasaport kontrolünden geçmişti. Semra, kuzenim hep beraber keyifli sohbetlerimizi yaparak,komik hikayemizi paylaşarak güle oynaya uçuş saatine kadar kahvelerimizi içtik hatta ilk başta plandığımız gibi kahvaltımızı bile yaptık.

Uçakta giderken çok heyecanlıydım, bu kadar olaylı başlayan Bangkok yolculuğumun nasıl geçeceğini çok merak ediyordum. Sevgili Pınar ve Kubilay iyi insanlardı ve onların organize ettiği tura gelenlerin de benzer şekilde iyi insanlar olma olasılığı yüksekti. Endişelenecek bir şey yoktu.

Yarım saat gecikmeli olarak kalkan uçağımız Doha aktarmalı olarak Bangkok’a gidecekti. Doha havaalanına indiğimizde geziye katılan diğer kişilerle de tanıştık. Evet yanılmamıştım. İyi bir gruptu. Grubun içinde ağırlıklı olarak bilgisayar mühendisleri vardı. Diğerleri ise endüstri mühendisi, doktor, ödül almış fotoğraf sanatçısı, avukat, otel işletmecisi, mütercim tercüman, bankacı, yazar, denizci, tekstilci bulunuyordu. Gruptakilerden sadece rehberimiz Jeff Oliver, Pınar, Kubilay ve Semra’yı tanıyordum. Semra yol boyunca benim oda arkadaşım olacaktı ki Semra ile uzun zamandır dosttuk zaten .

14 Şubat sevgililer gününde sabah erkenden Qatar havayolları ile Bangkok’a vardık. Hepimiz biraz uykusuzduk. Bugün yapılacak en iyi şey, uyumamaktı. Gümrükten geçtikten sonra Bangkok şehrine ayak bastığımızda dikkatimi çeken İlk şey taksilerdi. Taksiler bizim bildiğimizin aksine tek renk değil, pembe, turuncu, fıstık yeşili, mavi renkli taksiler vardı. Çok neşeli bir görüntü sergiliyorlardı
Bizi bekleyen otobüse bindik ve Bangkok günlerimiz başladı…..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder